Güz yağmurlarımın yıkadığı caddelerde beyaz bildiklerim siyaha dönüşmüşse…
Eski bir kitaplığın tozlu raflarında renkli hatıralarını anımsadığım siyah beyaz fotoğraflar birikmişse…
Tanımaya geç kaldığım bir bedende yorgunluğun değil, dinginliğin tadını çıkartıyorsam…
Darmadağın ettiğim satırları başaramayacağımı bildiğim halde titrek el yazımla toparlamaya çalışıyorsam…
Hayata, hayallere, amaçlara, duraklara, daha da önemlisi sana; geç kalmışlık hissiyle uyanıyorsam nefesi şarap kokulu gece yarılarına…
Yüzüme atılan şamar gibi derin çizgilerimi yansıtan aynaya ağlıyorsam hayal kırıklıklarımı…
Sarkaçlı saati, beni birazcık daha hayatta tutabilmek için yuttuğum hapları doğru zamanda içebilmek için hatırlıyorsam ve aynı saati gün ışığından faydalanabilmek adına bir saat geri almak aklımın ucundan geçmiyorsa…
Yapraklarımın tutunacağı dalların, dalgalarımın vuracağı limanların, rüzgârlarımın savurduğu saçların yoksa artık…
Gözümün önünden deli deli ölüm senaryoları geçiyorsa büyülü dudak kıvrımlarında...
Anla… Anla… Ve çöz beni, Ahmak Peri!
Not: Ahmak Peri Üçlemesi -3
Üçlemenin ilki için tıklayın: "Çöz Beni"
Üçlemenin ikincisi için tıklayın: "Ahmak Peri"
Evren Bayraktar
Bình luận