Dünya Çizgi Roman Günü - Çizgi Roman Okuma Listesi
25 Eylül Dünya Çizgi Roman Günü’nde, yayınevlerinin ve ekibimizin önerileriyle oluşturduğumuz “30” çizgi romanlık okuma listesini okurlarımızla paylaşıyoruz.

Tudem Yayın Grubu / Desen Yayınları
Yayınevi Mesajı: “Çizginin gücüne inanan tüm okurların Çizgi Roman Günü’nü kutlarız.”
· Paco Roca - Ev

“Herkesin unutamadığı mutlu bir anısı vardır.”
Hem gözlere hem gönüllere hitap eden yapıtlarıyla ün kazanan İspanyol sanatçı Paco Roca’dan, içtenlikli anlatısıyla tüyleri diken diken eden bir grafik roman: Ev.
Geçmişten mutlu bir âna sığınacak olsanız hangisini seçerdiniz?
İspanyol sanatçı Paco Roca, 2020 Eisner Ödüllü grafik romanı Ev'de çizgilerini bu kez aile ilişkileri üzerine konuşturuyor; babalarının ölümünün ardından yeniden bir araya gelen üç kardeşin geçmişle hesaplaşmalarını odağına alıyor.
Sıradan bir ailenin pek de sıradan olmayan tarihini, yürekleri titretecek bir hikâye eşliğinde sunan kitap; zamanın ve yaşam koşullarının savurduğu hayatlara ayna tutuyor, insana dair “tanıdık” söylemlerde bulunuyor.
Sepya tonlardaki resimleriyle film tadında bir anlatı sergileyen Roca; geçmişin gölgelerine takılı kalan üç kardeşin hatıralarını canlandırıyor, dünyevî koşturmacalar yüzünden dünü unutup bugünü kaçıranların yitirdikleri hakkında düşündürüyor.
Bir ev asla yalnızca bir “ev” değildir. Evi yuva yapan, ailedir; sevgidir, emektir, birlikteliktir. Kendini bildi bileli çalışan Antonio için yaz tatillerini geçirdikleri o ev hiçbir zaman alelade bir çatı olmamıştır. Her taşının altında emeği bulunan, büyük özveriyle yoktan var ettiği evi, gelecek düşlerinin ve ebedî huzurunun en büyük teminatıdır. Evi, yeni kökler salmak için farklı yerlere göçen çocuklarını tekrardan bir araya toplayabilmek için yegâne dayanağıdır. Antonio hayata gözlerini yumana kadar da ev varlık nedenini sürdürür. Babalarının yasını dahi tutamayan José, Carla ve Vicente, bir yılın ardından satılığa çıkarma düşüncesiyle eve geri döner. Arkalarında bıraktıkları hayatlarına belki de ilk kez çocukluklarının gözünden bakma fırsatı bulan kardeşler için karar ânıdır. Oysa onları yıllar sonra buluşturan ev, belki de anne babalarının hayattayken kendilerine hissettirmeyi başaramadığı değerli bir duyguyu, aile olmanın önemini yeniden hatırlamalarını sağlayacaktır.
Ebeveyn kaybı, yas, anı, hafıza gibi konulara temas ederek aile ilişkilerindeki çıkmazlara eğilen Ev; acı tatlı kırgınlıkların ve anlaşmazlıkların yumağındaki üç kardeşin gözünden, tüyleri diken diken eden, gerçekçi bir anlatıya dönüşüyor.
Kırışıklıklar'dan tanıdığımız Paco Roca, dünya çapında övgü toplayan bu ödüllü grafik romanıyla yaşamlarımız boyunca unutamadığımız mutlu anılarımıza nostaljik bir selam gönderiyor; duvarları neyden örülürse örülsün adına ev denen yapının kişisel tarihimiz üzerinde oynadığı önemli rolü gözler önüne seriyor.
“Bugüne dek hep ileriye baktım. Bugünlerde ise ilk kez durup arkama bakıyorum. Kariyer peşinde koşturmaca, bana bir şekilde utandığım köklerimden bir kaçış gibi geliyor. Anlıyor musun?”
Yazar / Çizer: Paco Roca Çevirmen: Murat Tanakol Sayfa Sayısı: 128
Link: Paco Roca - Ev
· Fabien Toulmé - Hakim’in Yolculuğu 1 - Suriye’den Türkiye’ye

"Bizi neyin beklediğini bilemiyorduk ama başımıza bunların geleceğini hiç düşünmezdim."
Fabien Toulmé'nin imzasını taşıyan Hakim'in Yolculuğu, Türkiye'den de bolca kareler görebileceğiniz, taşı gediğine çok zekice oturtan, mizah dozu yüksek bir grafik roman.
Umut yolunda Suriye'den Türkiye'ye uzanan yaşamlar...
Fabien Toulmé'nin gerçek kişilerden ve yaşanmış olaylardan esin alarak üç ciltlik bir seriye dönüştürdüğü Hakim'in Yolculuğu, insanlığı unutmuş bir dünyada insan olmanın nasıl bir şey olduğuna dair etkileyici bir grafik roman.
Sanatçının, uzun araştırmalar sonucu ve yıllara yayılan ikili görüşmeleriyle şekillenen anlatısı, Suriye'deki savaş nedeniyle sahip olduğu her şeyi geride bırakıp, tamamen yasal yollar üzerinden, yeni ve daha "yaşanabilir" bir hayat kurmaya çabalayan bir adamın mücadelesine tanıklık ettiriyor.
Kendi hâlinde bir bahçıvanın başına neler gelebilir? Hakim için yaşam, hayallerinin peşinde azimle çalışan bir genç için seyrinde ilerlerken 2011'de Suriye sokaklarında filizlenmeye başlayan Arap Baharı hareketi ile altüst olur. Dayatılan korku iklimi başta büyük kentler olmak üzere tüm ülkeyi sarar. Fidanlığı gasp edilen ve ardından sokaktaki yaralılara yardım ettiği gerekçesiyle bir süre tutuklu kalıp işkence gören Hakim için artık Suriye'de yaşamak imkânsız hâle gelir. Genç adamın Şam'ın güney banliyösünden başlayan sürgünlüğü; Lübnan, Ürdün, Türkiye, Yunanistan, Makedonya, Sırbistan, Macaristan, Avusturya, İsviçre ülkeleri üzerinden Fransa'nın Aix-en-Provence şehrine kadar uzanır.
Serinin ilk kitabı olan "Suriye'den Türkiye'ye"yi Desen okurları için özel kılan yanı Türkiye'den de bolca kareler içermesi. Sokak tabelalarından şehirlerin mimarisine ve evlerin mobilyalarına kadar incelikle verilen detaylar da Fabien Toulmé'nin çizer olarak hikâyeyi aktarmadaki ustalığını kanıtlıyor. Hakim'in 2013'ün mart ayında, Amman üzerinden uçakla Antalya'ya gelmesiyle başlayan Türkiye serüveni; sırasıyla İstanbul ve İzmir şehirlerini de kapsayan bir güzergâhta, trajikomik durumlar eşliğinde veriliyor.
Yaşanmış bir hikâyeye dayanmasından ötürü hem bir belgesel hem de merak uyandırıcı bir haber röportaj niteliği taşıyan Hakim'in Yolculuğu, usta bir çizer ve hikâye anlatıcısı olan Toulmé'nin güçlü görselleriyle müthiş bir sinematografik anlatım sergiliyor.
"Bunun benim başıma gelebileceği aklımdan bile geçmezdi. Anlıyorum ki her insan bir gün 'mülteci' olabilir... Bunun için ülkenin çökmesi yeterli. Ya sen de onunla birlikte çöküyorsun ya da çekip gidiyorsun."
Yazar / Çizer: Fabien Toulmé Çevirmen: Damla Kellecioğlu Sayfa Sayısı: 272
Link: Fabien Toulme - Hakim'in Yolculuğu
· Françoise Sagan - Hoş Geldin Hüzün

Fransız Rivierası'nın çam ormanlarında zalim bir oyun başlıyor...
Kültleşmiş bir ilk romandan ezber bozan bir grafik romana: Hoş Geldin Hüzün
Elveda Masum Çocukluğum; Hoş Geldin Hüzün
Fransız yazar Françoise Sagan'ın, yayımlandıktan kısa süre sonra dünya çapında başarı elde eden ilk romanı Hoş Geldin Hüzün, on yedi yaşındaki Cécile'in zevk düşkünü hayatını, yetişkinlerle ilişkisini ve kuşak çatışmasını 1950'lerin ruhuna sadık kalarak, incelikle yansıtıyor.
İlk kez okurla buluşmasından onlarca yıl sonra Frédéric Rébéna'nın grafik roman uyarlamasıyla yeniden gün yüzüne çıkan bu sürükleyici eser, kendi dönemi için uçarı ve hatta cüretkâr sayılabilecek bir hikâyeyi Fransız Rivierası'nın o meyvemsi ve deniz kokulu atmosferi eşliğinde sil baştan yaşatıyor.
Hollywood'un efsane yönetmenlerinden Otto Preminger tarafından aynı adla sinemaya da uyarlanan ve Jean Seberg'in tutkulu oyunculuğuyla hafızalara kazınan eser, “mutluluğu” arayan yeniyetme bir kızın istemsiz kötülüğünün ardında yatan gerçeklere ve körelen vicdanına odaklanıyor.
Baba kız tatile çıkan Cécile ve Raymond, Fransız Rivierası'nda bir villa kiralar. Tatillerine, Raymond'un genç ve güzel sevgilisi Elsa da eşlik edecektir. Okuldan ve derslerden uzakta, ilk duygusal yakınlaşmaların sıcaklığı ile Akdeniz'in tadını doyasıya çıkarmakta olan Cécile'in huzuru, babasının bir emrivaki ile yazlığa davet ettiği, yıllar önce kaybettiği annesinin de eski bir arkadaşı olan Anne'ın gelişi ile bozulur. Zarafeti ve olgun kişiliğiyle herkesi büyüleyen ve hatta Elsa'ya rağmen babasını kendine âşık etmeyi başaran Anne; Cécile'in, babasıyla düşlediği mutlu gelecek için artık büyük bir tehdittir. Genç kızın, konforlu hayatlarını yersiz kurallarla darmadağın edeceğine emin olduğu bu güçlü kadından kurtulmak için entrikalarla dolu sinsi bir planı vardır...
Adını Paul Éluard'ın şiirinden alan Hoş Geldin Hüzün, özellikle Fransız toplumunun burjuva kesiminin geçmişten günümüze neredeyse hiç değişmeyen ahlak algısını sorguluyor. 2020'li yıllar için bile hayli sıra dışı sayılabilecek bir ailenin, içinden çıkılması güç ilişki sarmalını tüm hatlarıyla, ustalıkla resmediyor.
Sagan'ın bu en bilinen eserine saygı duruşundan ziyade yeni bir soluk getiren Frédéric Rébéna, detaylı çizimleri ve seçtiği renk paletiyle okurlarını 1950'lere götürüyor.
“Kendimi sevmeme engel oluyor; ben ki aslında gamsız olmak için yaratılmışım, onun yüzünden kendimi vicdan azabı içinde buluyorum...”
Yazar: Françoise Sagan Çizer: Frédéric Rébéna Çevirmen: Damla Kellecioğlu Sayfa Sayısı: 104
Link: Fraçoise Sagan - Hoş Geldin Hüzün
· Isabel Greenberg - Evvel Zaman İçinde Dünya

Aşkın, büyünün, yola çıkışların ve engelleri aşmanın öyküsü…
İngiliz illüstratör ve yazar Isabel Greenberg’in imzasını taşıyan Evvel Zaman İçinde Dünya, insanlığın imgeleminde yaşamsal bir yer tutan “kahramanın yolculuğu” temasını naif bir aşk hikâyesiyle buluşturan, bol ödüllü bir grafik roman.
Yaradılış mitleri, insanlığın en eski kültürlerine dair arketipler, anlatılar, tanrılar, büyücüler ve şifacılar gibi kültür tarihimizi oluşturan pek çok folklorik öğeyi destansı bir yol hikâyesiyle birleştiren Evvel Zaman İçinde Dünya, okuruna, gerçekte evreni oluşturan şeyin aşk, yola düşmek ve hikâyeler olduğunu hatırlatıyor.
Bir zamanlar üç ayrı bedende hayat bulan Kuzey Adamı, ruhundaki eksik parçayı aramak için yollara düşer. Bir daha evine geri dönmemek pahasına çıktığı bu yolculuğun her durağında farklı halklarla ve bu halkları var eden efsanelerle tanışır. Dünyanın öte yüzüne ulaştığında ise hayatının aşkıyla, Güney Kadını’yla karşılaşır. Ancak yürek burkan bir yazgıları vardır âşıkların: Zıt kutuplardan gelmelerine rağmen birbirlerine dokunamazlar. Ve böylece, birbirlerine hikâyeler anlatmaya başlarlar…
Özgün tasarımı ve ayrıntılı çizimleriyle dikkat çeken Evvel Zaman İçinde Dünya, çoktandır unutulmuş nice ilginç anlatıyı ve miti günümüze taşıyarak eski kültürlere ve geleneklere dair ansiklopedik bilgilere de yer veriyor. Dünyamızın köklerine dair olağanüstü bir iç görü sunan ve gerek diliyle gerek desenleriyle içinize işleyecek bu grafik roman, insanı insan yapan en temel değerlerin sevmek ve asla vazgeçmemek olduğunu yineliyor.
“Kuzey Adamı ile Güney Kutup Kadını, Güney Kutbu’nun buzlu denizlerinde kürek sallarken kanoları ilk kez yan yana geldiğinde, saniyeler içinde birbirlerinin ruh eşi olduklarını anladılar.”
Yazar / Çizer: Isabel Greenberg Çevirmen: Damla Kellecioğlu Sayfa Sayısı: 176
Link: Isabel Greenberg - Evvel Zaman İçinde Dünya
· Raina Telgemeier - Haydi Biraz Cesaret

Alt tarafı karın ağrısı mı? Yo yo yo, çok daha fazlası...
Belki de tek eksiğiniz azıcık CESARET!
Gülümse'nin yaratıcısı Raina Telgemeier'dan, kaygı ve korkularına teslim olmaktan çekinen hemen herkesin endorfin seviyesini artıracak, Eisner Ödüllü bir mutlu olma kılavuzu: Haydi Biraz Cesaret.
Sanatçının on yaşından itibaren bilfiil yaşadığı anksiyete kaynaklı sağlık sorunlarının ve buna bağlı olarak gelişen panik atakların mizahî bir dışavurumu olan kitap; gerçek insanlardan, zorlu terapi seanslarından ve okul anılarından yola çıkarak esin verici bir kendini kabullenme öyküsü anlatıyor.
Psikolojinin derinlerine inerek fobi, kaygı ve korku duygularına henüz ortaokul sıralarındaki bir kız çocuğunun dünyasından bakan bu “iyileştirici” çizgi roman, benzer sıkıntılarla mücadele edenlere yalnız olmadıklarını hatırlatıp kendilerini daha iyi hissedebilmeleri için başkalarından yardım almaya çağırıyor.
BÖÖEEAAHH!
Anna, bir gece berbat bir mide bulantısıyla uyanır. Annesi de aynı rahatsızlıktan şikâyetçidir. Başlarda bunun bir mide enfeksiyonu olduğunu zannedip biraz istifra biraz da istirahatle sorunun kendiliğinden çözüleceğini düşünürler... Bir süre sonra Anna okula ve normal yaşantısına döner. Ne var ki mide bulantıları ve karın ağrıları peşini bırakmaz. Yeniden iştahla yemek yiyememekten, arkadaşlarıyla arasının bozulma ihtimalinden, derslerdeki başarı grafiğinin düşmesinden ve buna benzer daha pek çok şeyden endişelenmektedir. Karşılaştığı her stresli durumda bedeni ve özellikle de sindirim sistemi alarm verse de gerçekte Anna turp gibidir. Peki, ortada teşhisi konulabilecek bir hastalık yoksa sorun nedir?
Büyüme serüvenimizde ayağımıza takılan taşları, karşımıza çıkan engelleri sadece cesur adımlar atarak bertaraf edebileceğimizi gösteren Raina Telgemeier, zorluklarla mücadele ederken aslolanın kendimize güvenmek olduğunu vurguluyor.
Her fırsatta korkularıyla barışmaya heveslenip de aradığı motivasyonu bir türlü bulamayanların yoluna ışık tutan Haydi Biraz Cesaret; okurlarına, “İşte tam da benim yaşadıklarımı resmetmiş,” dedirterek Raina'nın kendi çocukluğundan ilhamla hayat verdiği Anna ile bolca duygudaşlık kurduruyor.
Yazar / Çizer: Raina Telgemeier Çevirmen: Damla Kellecioğlu Sayfa Sayısı: 224
Link: Raina Telgemeier - Haydi Biraz Cesaret
Not: Tudem Yayın Grubu’nun web sitesi tudem.com üzerinden Desen Yayınları’ndan çıkan çizgi romanları “Tadımlık” sekmesi altında inceleyebilirsiniz.
Baobab Yayınları
Yayınevi Mesajı: “Çizgi romanın da sinema gibi, edebiyat gibi kendine has bir anlatı mecrası olduğunu, bu mecrada neşredilen çizgi roman deryasında nitelikli ve derinlikli, farklı beğenilere hitap edecek eserlerin keşfedilmeyi beklediğini okurlarımıza belirtmek isteriz.”
· Etienne Davodeau - Cahiller - Karşılıklı Bir Aydınlanmanın Hikâyesi

Etienne Davodeau, çizgi roman yazarı, şarap dünyası hakkında pek bir şey bilmiyor. Richard Leroy, şarap üreticisi, neredeyse hiç çizgi roman okumamış.
Ama ikisi de öğrenmeye açık ve meraklı. İnsan neden hayatını kitap yazıp çizmeye veya şarap yapmaya adar? Nasıl ve kim için yapar?
Bir yılı aşkın bir süre, bu sorulara cevap bulabilmek için Étienne, Richard'ın bağlarında ve şaraphanesinde çalışmaya gidiyor, karşılığında Richard da çizgi roman dünyasına dalıyor.
Vedat Milor’un Türkçe baskısına önsözüyle katkıda bulunduğu bu çizgi roman, işine kendini adamış iki insanın karşılıklı etkileşimini keyifli bir dille sunarken okuyucuyu, şarap ve çizgi roman dünyasında merak uyandıran bir yolculuğa çıkarıyor.
Çizgi roman fuarlarından şarap tadımlarına, ünlü çizerlerin atölyelerinden, şarap yapımcılarının kavlarına uzanan lezzetli bir yolculuk...
Yazar / Çizer: Etienne Davodeau Çevirmen: Doğan Şima Sayfa Sayısı: 276
Link: Etienne Davodeau - Cahiller
· Timothé Le Boucher - Kaybolan O Günler

Bir sabah uyanıp da her iki gününüzden birinin kaybolduğunu fark etseniz ne yapardınız? Yirmili yaşlardaki Lubin Marechal’in başına tam da bu geliyor. Her sabah, bir önceki günün, en ufak bir şey hatırlamaksızın uçup gitmiş olduğunu görüyor. Çok geçmeden, kaybolan o günlerde bedenine başka bir kişiliğin egemen olduğunu öğreniyor. Artık bedenini bambaşka bir yaşamı olan bir başkasıyla paylaşmak zorundadır. Bu birlikte var olma halini düzenlemek için “öteki” ile iletişime geçer. Ancak kaybolan günler çoğalırken Lubin’i zorlu bir mücadele beklemektedir.
Kaybolan O Günler, sürükleyici bir fantastik macera olmanın ötesinde; kimlik, insanın ikiliği ve bedenle ruh arasındaki ilişki üzerine düşündürücü bir hikâye.
Yazar / Çizer: Timothé Le Boucher Çevirmen: Doğan Şima Sayfa Sayısı: 192
Link: Timothe Le Boucher - Kaybolan O Günler
· Manuele Fior - Saniyede Beş Bin Kilometre

Lucia ile Piero arasındaki ilişkiyi, okuyucuyu zaman ve mekânda yolculuğa çıkararak anlatan “Saniyede Beş Bin Kilometre”de yazar Manuele Fior, aynı zamanda bir neslin portresini çizmeye soyunuyor: Otuzlarını devirmiş, huzursuz ve arayış içinde bir nesil. Kaçma isteği ile köklerine dönüş nostaljisi arasında kalmış... Hayata dair binlerce seçenek önünde sıralanmışken bunların arasından kendisine en uygun olanı bulmaya çalışan, bu amaçla farklı diyarlarda maceralara atılan, yeni yollara düşmekten geri durmayan ve zaman zaman kaybolan bir nesil.
2011 yılında Uluslararası Angoulême Çizgi Roman Festivalinde büyük ödülü de kazanan İtalya-Norveç-Mısır üçgeninde geçen bu modern zaman aşk hikayesi, çizerin nefes kesen suluboya çizimleriyle canlanarak enfes bir grafik anlatı örneği sunuyor.
Yazar / Çizer: Manuele Fior Çevirmen: Doğan Şima Sayfa Sayısı: 144
Link: Manuele Fior - Saniyede Beş Bin Kilometre
· Derf Backderf - Arkadaşım Dahmer

Liseden bir arkadaşınızın tüm zamanların en azılı seri katillerinden biri olduğunu düşünün, sınıftaki o garip çocuğun onlarca insanı soğukkanlılıkla öldürdüğünü...
Arkadaşım Dahmer, 17 kişiyi öldüren psikopat seri katil Jeffrey Dahmer'ın okul yıllarını sınıf arkadaşı Derf Backderf'ün gözünden anlatıyor. Dahmer, başkaları için akla hayale sığmaz suçlar işleyen bir canavar olsa da, Backderf için "Jeff" okulda beraber takıldığı, birlikte zaman geçirdiği bir "arkadaş"tı.
Etkileyici ve sürükleyici bir anlatımla Backderf, okuyucuya kendi penceresinden farklı bir seri katil portresi çizmeyi başarıyor: İçindeki karanlık dürtülerle mücadele etmeye çalışan, utangaç, arkadaş edinmede güçlük çeken bir çocuğun portresi.
Kişisel anıl