Beyaz gömleğinin yakasına iliştirdiği kırmızı çiçek, gecenin atmosferini değiştiren narin bir kokuydu. Onu beklerken düzelttiği papyonu ve diğer masaları göz ucuyla süzmesi, yaşadığı heyecanın tasviriydi. Siyah oval masaya uzattığı üç yüzüklü, ince, uzun parmaklı eli dikkat çekmesi için yeterliydi.
Perdenin arasından süzülen ve göz kamaştıran beyaz elbisesiyle, ışıkları üzerine örten kadını günlerce seyredebilirdi. Piyanonun hoş tınısı, sesiyle bütünleşince zaman durdu. Göz ucuyla süzdüğü diğer masalar, etrafta pervane olan garsonlar ve onun sesi dışında hiçbir ses, hiç kimse yoktu gecenin içinde.
Sonunda buluşmuştu beyaz gömleğinin yakasında ki kırmızı çiçek, beyaz elbisesinin yakasıyla. Kalbinin yerinde olup olmadığını anlamak, ince bir çizgi gibi geçti Balamir'in göz bebeklerinden. İnce ve uzun parmaklı elini yavaşça kavradı, gözlerinin içine baktı ve nemli dudaklarıyla bir öpücük kondurdu koklayarak ve o öpücük karşılıksız kalmadı nemli dudaklarda.
Umudunu hep dik tutmak için maviye boyanan odanın ortasında öylece dururken süzülen yaşı, beyaz elbisesinin yakasına ilişen kırmızı çiçekle buluştu. Kaç kez aynı yerden yara alacaktı kalbi ve daha kaç kez teslim edecekti bu acıya kendini?
“Senin dudaklarınla, dudaklarım günahtan arındı Almira.”
Gecenin içinde bakışları sessizce dans ederken, ay tutuldu ikisinin teninde. Sessizlik bozuldu ve mavi gök, kızıla boyandı.
“Öyleyse şimdi günah dudaklarımda kaldı Balamir.”
Balamir korku dolu gözlerle etrafına baktı. Soğuk bir ter vücudunu kapladı beyaz elbisesinden sıyrılan bacaklarını görünce ve döküldü dudaklarından gecenin ağırlığı.
“Seni günlerce izledim, o masada usulca seni bekledim. Sesin kulaklarımda dans ederken, seni hayal ettim. Ama ben, benimle doyasıya koşabilecek bir kadın istiyorum. Bu eksiklik sana olan aşkımdan daha ağır. Beni affet Almira!”
Gecenin içinde bakışları sessizce göğe çekilirken, ay tenine tutundu. Sessizlik bozuldu ve kızıl gök, maviye boyandı. Elini çiçeğe uzattı, yakasından usulca aldı ve koklayarak öptü. Yatağının sol kenarında bulunan çizgilere bir kırmızı daha ekledi Almira. Kim bilebilirdi koşacağı bacaklarını, o kazada kaybedeceğini?
Beyaz gömleğinin yakasına iliştirdiği kırmızı çiçek, gecenin atmosferini değiştiren narin bir kokuydu ve beyaz elbiseli kadının güzelliği, gecenin ışıklarını örtmeye yeterdi.
İnce ve uzun parmaklı elini yavaşça kavradı, gözlerinin içine baktı ve nemli dudaklarıyla bir öpücük kondurdu koklayarak ve o öpücük karşılıksız kaldı nemli dudaklarda.
Büşra Tümke
Comments