Honoré de Balzac - Aklanmış Melmoth
Güncelleme tarihi: 18 Ağu 2022
Balzac’ın, İnsanlık Komedyası başlığı altında topladığı tüm eserlerinin “felsefi incelemeler” bölümünde yer alan kitabı, Aklanmış Melmoth.

Aklanmış Melmoth (1835)
Gerçekçiliğin en önemli temsilcilerinden biri olan Honoré de Balzac’ın Üç Nokta Yayınları etiketiyle yayımlanan kısa, ama yoğun anlatımlı kitabı Aklanmış Melmoth.
Balzac’ın, İnsanlık Komedyası başlığı altında topladığı tüm eserlerinin “felsefi incelemeler” bölümünde yer alan kitap, aynı zamanda çeviriyi de yapan Onur Yıldız’ın önsözüyle başlıyor. Önsözün başına ise Ian Watt’ın, kitabı tek bir cümlede anlamlandırabilen müthiş epigrafı uygun görülmüş: “Elbette günahkârlar her zaman azizlerden daha ilginçtir.”
Önsözün son cümlesinde Charles Baudelaire’in, Melmoth’un kahkahası için söylediği söz, kitaba başlarken gotik ışığın alevini yakıyor: “Hiç ama hiç uyumayan, yolundan sapmayan ve hızır gibi verilen emri uygulayan bir hastalıktır.”
Balzac’ın, İrlandalı din adamı, roman ve oyun yazarı Charles Robert Maturin’in 1820 tarihli eseri “Gezgin Melmoth”tan (Melmoth the Wanderer) etkilenerek devamı niteliğinde, gotik tarzda yazdığı ve günahkâr Melmoth’u aklamaya çalıştığı eser; insan-şeytan, aydınlık-karanlık, erdem-günah, iyi-kötü gibi ikilemlere odaklanırken; çıkarları için şeytanla anlaşan, ruhunu şeytana satan, hastalıklı duygularının esiri olan veznedar Castanier’in hikâyesini anlatıyor.
“Bozulmuş bir bedene sahip bir büyücünün şeytani iradesi tarafından hapsedilmiş sevimli bir yaratığa benziyordu.”
Charles Robert Maturin’in eserinde ruhunu 150 yıl karşılığında şeytana satan John Melmoth, bu anlaşmayı kendisinden alacak bir ruh aramaktadır ve o kişi de Castanier’dir.
İnsanın doymak bilmez arzusu, aç gözlülüğü, hırsı ve tüm isteklerini elde edebilmek için şeytanla yaptığı anlaşma. Aslında insanın, kendi şeytanını nasıl içinde taşıdığının sembolik anlatımı. Dolayısıyla şeytan doğaüstü, fantastik bir varlık olarak değil, insanın ta kendisi olarak çıkar karşımıza.
“İblisin ona vadettiği hazlar sadece dünyanın gözünde büyüttüğü şeylerdi. Oysa göklerin sunduğu hazlar sınırsızdı.”
Honoré de Balzac, ana karakteri üzerinden kendi üslubuyla yine dönemin Fransız toplumunun bir portresini çiziyor.
Emre Albayrak

Honoré de Balzac (1799-1850)
Asıl ismi Honoré Balssa olan Honoré de Balzac, 1799 yılında Tours’da dünyaya geldi. Altı yıl Vendome'da College des Oratoriens'te eğitim aldı. Napolyon’un devrilmesiyle beraber ailece Paris’e taşındılar.
Birçok işte çalışmasına rağmen edebiyat, onun hayatında hep ağır bastı. 1819’da yazdığı trajedi tarzındaki “Cromwell” ilgi görmeyince romana yöneldi. Bundan on yıl sonra 1829’da kaleme aldığı ve Türkçeye “Köylü İsyanı” olarak çevrilen tarihi romanı “Les Chouans” tanınmasını sağladı.
1829-1830 yıllarında taşra yaşamını işlediği görülen Balzac’ın, “Tours Papazı” ve “Eugenie Grandet” adlı romanları yayımlandı.
1830’lardan sonra bir toplum tarihi yazmak amacıyla, yapıtlarını bir bütün oluşturacak şekilde, eski ve yeni romanlarını üç bölüm altında; insan eylemini belirleyen nedenleri ortaya koyan “felsefi incelemeler”, insan yaşamını ve toplumu yöneten ilkeleri ele alan “çözümleyici incelemeler” ve bu nedenlerin sonuçlarını gösteren “örf ve âdet incelemeleri” olarak bir araya getirmeye karar verdi. Bu düşüncesini 1834-1837 arasında on iki cilt olarak gerçekleştirdi. 1840’ta bu eserlere "İnsanlık Komedisi" (İnsanlık Komedyası) adını verdi. 1842-1848 arasında on yedi ciltlik bir baskısı yapıldı. 1869-1876 arasında da yirmi dört cilt olarak yayımlandı.
Eserlerinde aynı kahramanlara tekrar tekrar yer verme düşüncesini, gerçekçiliğin baş romanı kabul edilen ve 1834'te yayımlanan "Goriot Baba"da uyguladı.
Bohem bir hayat yaşamasıyla ve sıkça maddi sorunlar yaşamasıyla bilinen Balzac, tiyatroda başarısız denemeler yaptı. 1850 yılında sevgilisi Eveline Hanska ile evlendi, fakat birkaç ay sonra hayatını kaybetti. 1850’de Paris’te öldüğü zaman, 85’i tamamlanmış, 50’si taslak olarak kalmış roman ve 2.000’in üzerinde roman karakteri bırakmıştır.
Romanda gerçekçilik ve doğalcılık akımlarının yaratıcısı olarak kabul edilen Balzac’ın, mantıksal bir sıra ile sunulan olayların, her şeyi gören bir gözlemcinin ağzından anlatıldığı, kahramanların tutarlı bir biçimde sunulduğu, kuralları belli "klasik roman tekniğini" kurduğu kabul edilir. Güçlü gözlem ve empati yeteneği ile kendisini başka insanların yerine koyup onların duygularını yansıtma konusunda oldukça başarılıydı. Eserlerinde nedenselliği ve karakterler arasındaki ilişkiyi açıklamakta ustadır.
Sevgi, nefret, güç gibi evrensel konuları tüm çıplaklığı ve eleştirel bir yaklaşımla inceleyen Balzac, dünya edebiyat tarihinin hiç kuşkusuz en önemli yazarlarından biridir.

Yayınevi: Üç Nokta Yayınları
Çevirmen: Onur Yıldız
Sayfa Sayısı: 72
Kategori: Edebiyat / Felsefi İncelemeler