bu sene de kış görmedik kar pek tutmadı
yüreğimizdeki zemheri soğuk nedendir
ıssızlığa alışık bakışım
ve seslerin en cılızı ile haykırıyorum
nerdesin
bütün yeksan sevdalar sana dönmüş yüzünü
çalınan bütün şarkılar kırık kalpler üstüne
kırık keman kırık dize kırılmadık ne
belli ki müebbet hüzün
elini kalbimize dokundurmazsın ya
yani yetimliğimiz sürüp gidecek
oysa aşk makam-ı beladır
cehennem-i aladır
çırılçıplak ölüyorum her gece
çırılçıplak ve hayasız
ne kahvenin acısı
ne tütünün dumanı avutur beni
benimki yüce bir adanış
belli ki bir aldanış
sınırın tam kıyısında arıyorum
anıyorum ve ağlıyorum
gönlümün tam orta yeri afrika
kapkara gülücükler saçıyor çocuklarım
kadınlarım var elleri açık sana
saçlarında yoksul umutlar
bizi görmez misin
ve bir şiir kadar zenginliğim
her dizemde adın yazılı
yazan sensin
yazdıran sen
bir pazar öğleden sonrası
annesi parkta oynayan küçük kızına kaygılanıyor
şurda bir uyuz köpek pinekliyor
uzaktan duyduğum bir şair avazı
bize her gün pazar
pazartesi olsa ne yazar
elini kalbimize dokundurmazsın ya
yani yetimliğimiz sürüp gidecek
oysa istanbul'un kıyısında kalakalmışım
istanbul ihanetin başkenti
ben sana ihanet etmedim ki
o yüzden mi daralmışım
uzun yazmıyorum
uzun tutukluyum
niye yüzüme gülmüyorsun
niye ses vermiyorsun
yüreğim zemheri
yüreğim mahşer yeri
bize acıma
bize bakma
sen bilirsin
bizi sevmesen de olur
bizimki yürekten yükselen vaveyla.
Faruk Habiboğlu
Comments