Şimdide ve gelecekte, tüm nesillerimizin, yeşillikler içinde kitap okuyabilmeleri umuduyla...
Bill McKibben - Düünya - İş Bankası Kültür Yayınları / TEMA
Bir zamanlar bambaşka bir Dünya’da yaşıyorduk. Masmavi denizleri, yemyeşil ovaları, berrak suları, verimli toprakları, derin ormanları, ulu dağları, bembeyaz buzullarıyla tertemiz bir gezegendi Dünya. Tanıdığımız ve hayran olduğumuz o Dünya, şimdi o hâlde mi? Doğa kirleniyor, buzullar eriyor, havadan yağmur değil asit yağıyor, ormanlar yanıyor, her tarafı seller basıyor, insanlar daha çok açlık çekiyor. İklim değişimi diye bir olgu var ve Dünya’nın ısısı sürekli yükseliyor. Sanki burası bambaşka bir yer, bizim o güzel Dünyamızın kötü bir sureti. Yirmi yıl önce iklim değişimi konusundaki ilk uyarılardan biri olan The End of Nature’ı yazan Bill McKibben, bu farklı gezegene başka bir isim veriyor: Düünya (Eaarth)
Elinizdeki kitapta önce bu yeni dünyanın özelliklerini tespit eden McKibben, Düünya’yı yaşanır bir yer haline getirmek için yapmamız gerekenleri anlatıyor. Yazara göre gündelik hayatımızı ve yaşam biçimimizi de içeren çok temel bir değişim yaratmalıyız. Üstelik hemen harekete geçmek zorundayız. McKibben’ın yirmi yıl önceki uyarısını pek dikkate almayan insanlık, umalım ki bu sefer bu küçük kitapta dile getirilen büyük önerilere kulak versin.
Çevirmen: Emel Anıl
Sayfa Sayısı: 245
Patricia Highsmith - Trendeki Yabancılar - Can Yayınları
“Buluşa bak! Birbirimizin cinayetini işleyeceğiz, anladın mı? Ben senin karını öldüreceğim, sen de benim babamı! Biz trende karşılaştık, tamam mı? Birbirimizi tanıdığımızı kimse bilmiyor! Cinayet ânında başka yerlerdeyiz! Anladın mı?”
Kendinizi hiç beklemezken kötülüğün cisim bulmuş haliyle aynı kompartımanda bulabilirsiniz. Guy Haines, laf olsun diye karısı konusunda içini döktüğü Charles Anthony Bruno’dan sadistçe bir teklif alır: Katil olmak! Ama öldürecekleri kişileri değiştokuş edecekler ve kusursuz cinayeti işlemiş olacaklardır. Tren yolculuğu sona erer ama iki adamın uğursuz anlaşması tek taraflı da olsa imzalanmıştır; Bruno’nun kendi üzerine düşen cinayeti işlemesiyle, Haines kendini bir kâbusun ortasında bulacaktır.
1951 tarihli ilk romanında Patricia Highsmith, kendini iyi insan olarak tarif edebilecek sıradan kimselerin bile bir dizi olay sonucu en feci suçları işleyebildiği bir dünya yaratıyor.
Ünlü yönetmen Hitchcock’un aynı isimli filme uyarladığı Trendeki Yabancılar, psikolojik gerilimin mihenk taşı.
Çevirmen: Tomris Uyar
Sayfa Sayısı: 344
Dilge Güney - Mavi Yıldız - Altın Kitaplar
Kendi sonumuza mı koşuyoruz yoksa başka dünyalara mı? Dünya, yeryüzündeki yaşamı sona erdireceği söylenen Mavi Yıldız isimli kuyruklu yıldız haberiyle karışmıştır. Bir kısım insan gizlice Mars’a doğru yola çıkarken geri kalanlar panik hâlindedir. Mars yolcularından Sonsuz’un bindiği uzay gemisi Kauai-004’ün kalkışı son anda ertelenir. Babası Nuno ve gemideki diğer yolcularla birlikte Pahana’ya yerleşen Sonsuz, yapay zekâ ile yönetilen bu küçük yerleşim alanında Can’la tanışır ve Mavi Yıldız’ın peşine düşer. Acaba bu kuyruklu yıldız insanlığın sonunu getirecek bir felaket midir yoksa insanlık tarihinde açılacak yeni bir sayfa mı? Mavi Yıldız, ancak distopik bir gelecekte yaşanabilecek olan insan-yapay zekâ ilişkisini şaşırtıcı bir kurgu ve soluk soluğa bir heyecanla harmanlayarak okuru sıra dışı bir serüvene tanık ediyor.
Çizer: Osman Selçuk Özdoğan
Sayfa Sayısı: 160
Yaş: 12+
Miguel de Unamuno - Yaşamın Trajik Duygusu - Ketebe Yayınevi
20. yüzyılın en önemli varoluşçu düşünürlerinden olan Miguel de Unamuno roman, öykü, şiir, anı, deneme gibi birçok farklı yazın tür ünde çağını aşan eserler ortaya koymuştur. Türler farklı olsa da onun düşünce ve yazın dünyasının temel meselesi aslında hiç değişmemiştir. Yaşamın Trajik Duygusu’nda akıl ve kalp arasında paradoksal olarak görüneni bir trajedi olarak tanımlayan Unamuno, kendi iç hesaplaşmasını bir sohbet üslubuyla okuyucuya da açarak sonunda ışık olan yola işaret ediyor. Ölümlü insanın dünyaya geliş manası, hayatın anlamı, ölümsüzlük arzusu, varoluş ve kimlik arayışının yani Unamuno felsefesinin özünü oluşturan kavramların en damıtılmış hâli bu eserde okuyucu ile buluşuyor.
“Acı umut verir ki bu, yaşamın güzelliği, yüce güzellik, yani yüce tesellidir. Aşk ise acı çekmek olduğundan, merhamettir ve aşk, onun aradığı geçici teselliden başka bir şey değildir. Trajik teselli. Yüce güzellik de trajedidendir. Her şeyin yitip gittiğini, yitip gittiğimizi, bizim olanın ve bizi çevreleyenin yitip gittiğini hissedince kederleniriz, kederin kendisi ise yitip gitmeyen, ebedî ve güzel olanın tesellisini gözlerimiz önüne serer.”
Çeviri: Beyza Fırat
Sayfa Sayısı: 332
Aydın Zeyfeoğlu - dArjin - Klaros Yayınları
konduların solgun yüzlü sokaklarına bağışlayın ellerimi
çıplak avluda yatan bastona
değmese göğsün nefsine cüzzamlı kara çalı
topal masa başına unutulmuş bir zaman
yokluğa atılan imzayım
hangi dala atlasam yarası bana kayıtlı
hangi kadını sevsem yüzü annem
Sayfa Sayısı: 64
Comments