Füruzan - Akim Sevgilim - Yapı Kredi Yayınları
“Sesi Olmayan Türkü”de Füruzan, masalsı bir güzel kızın yitimiyle yakılmış bir türküyü hikâye ediyor. Turizmin yeni yeni geliştiği dönemlerde bir tatil kasabasında yaşanmış trajik bir aşk öyküsü bu. Kasaba yazlıkçılarından Varnalıların göz alıcı kızının etrafında dönen öyküde toplumsal gelişmelerin sancısı ve kültürel çatışmalar ustalıkla işleniyor.
“Varoşlarda” öyküsündeyse “kentlerin kenti” diye anılan bir büyük kent çöplüğündeki barakada yaşayan bir adamla oğlunun ölümcül çaresizliği Füruzan’ın yalın anlatımıyla dokunaklı bir öyküye dönüşüyor.
Yoksulluk, yoksunluk, güzellik, sevgi, tutku, sınıfsal ve kültürel çatışma, bireysel ve toplumsal dram… Hepsi bu sarsıcı öykülerde vücut buluyor.
Kitaba adını veren öykü “Akim Sevgilim”, teyzeleri Mihriban ile Keriman arasında kalmış Gönül adlı kızın gözünden anlatılıyor. Cumhuriyet’in ilk yıllarında Erenköy’de bir köşkte üç kız kardeş arasında yaşanmış kıskançlıklar, çatışmalar ve kırık bir aşkın hikâyesi “Akim Sevgilim”. Soylu ve varlıklı ailenin kızı, “küçük teyze” Keriman’ın genç bir göçmenle, bahçıvan Akim’le yaşadığı gizli ilişki aileyi çekip çeviren büyük teyze Mihriban tarafından bozulur. Tutkulu bir sevda kasvetli bir aile çatışmasının kurbanı olunca umutlar söner ve yerini derin öfke kaplar.
“Ne kadar da güzel, yakışıklı, çalışkan, becerikli genç bir adamdı o. Düşünsene, Keriman Teyzemi çiçekler ecesi yapmıştı. Okşamış, öpmüş, sevmişti. Kaç bin kez öpmüştü o güzel ağzıyla. O her buseden sonra şarkısını tekrarlıyordu, ‘Akim sevgilim’ diyerek. Sesi yaz bahar esintisi oluyordu. Havanın sıcağı gibi titreşiyordu aralarında. Sevişmelerinin, sarılışlarının buharı nasıl da amberliydi.”
Sayfa Sayısı: 136 / Kategori: Öykü
Sayaka Murata - Dünyalılar - İthaki Yayınları
Uluslararası çoksatan Kasiyer’in yazarı Sayaka Murata’dan normlara, travmalara ve yabancılaşmaya dair sarsıcı bir roman: Dünyalılar.
Natsuki diğer kızlar gibi değil. Bir asası ve dönüşüm aynası var. Cadı ya da uzaylı olduğunu düşünüyor. Kuzeni Yu’yla birlikte yazlarını Nagano’nun dağlarında uzak gezegenlerin hayalini kurarak geçiriyor. Korkunç bir dizi olay iki çocuğu sonsuza dek ayırınca birbirlerine söz veriyorlar: Ne olursa olsun hayatta kalınacak.
Yıllar geçiyor. Natsuki bir yetişkin artık. Aseksüel kocasıyla sakin bir yaşamı var, normalmiş gibi davranarak elinden geldiğince hayatta kalmaya çalışıyor. Ancak Natsuki’nin ailesinin talepleri artıyor, arkadaşları neden hâlâ bir çocuk doğurmadığını sorguluyor ve Natsuki’nin küçüklüğünden kalan travmalar yavaş yavaş gün yüzüne çıkıyor. Nagano’ya dönmek için şehirden ayrılan Natsuki, Yu’yla yeniden bir araya gelmeye hazırlanırken aklında tek bir düşünce var: Dünyalılardan kaçmak mümkün mü?
“Şoke edici ve trajikomik. Sayaka Murata absürd fantazi ve katı realizmi ustalıkla ve özgünce bir araya getiriyor.” –Financial Times
“Bu kitabı çok sevdim! Uyum sağlamak ve hayatta kalmak için içselleştirdiğimiz saçmalıklara sert, coşkulu, yürek burkan fikirlerle yaklaşıyor.” –Elif Batuman
Çevirmen: Alper Kaan Bilir / Sayfa Sayısı: 216 / Kategori: Roman
Chimamanda Ngozi Adichie - Amerikana - Doğan Kitap
“Demek ki, yaklaşık iki bin sayfalık kadın dergilerinde üç tane siyah kadın var; üçü de melez ya da hangi ırktan oldukları belirsiz; yani Kızılderili ya da Porto Rico’lu falan da olabilirler. Bir tanesi bile koyu tenli değil. Bir tanesi bile bana benzemiyor; yani bu dergilerden makyaj tüyoları alamam. Bak, şu yazı renk vermek için yanaklarınızı çimdikleyin diyor, çünkü tüm okurlarının çimdiklendiğinde pembeleşen yanakları olduğunu varsayıyor. Bu yazı herkese uygun saç ürünlerinden söz ediyor; herkesle sarışın, kumral ve kızıl saçlıları kastediyor. Ben hiçbiri değilim.”
Ifemelu, iç savaşın hüküm sürdüğü Nijerya’da bir Igbo; üniversite eğitimi için gittiği Amerika’da bir siyah; Afro-Amerikalılara göre bir Afrikalı; yıllar sonra dönüş yolunu tuttuğu ülkesinde ise bir Amerikana, yani Amerikanlaşmış bir siyah… “Zenci kıvırcığı” saçlarını kimyasallarla düzleştirmeden, tenini renk açıcılarla en azından melez olduğunu düşündürtecek kadar açmadan var olmanın yollarını bulmaya çalışan; geleneğin, milliyetçiliğin, ırkçılığın ve endüstrileşmiş güzellik anlayışının dayatmalarından kurtulmaya çalışan bir kadın. Bloğunda yazılar yazıyor ve yaşadığı her aşk onu ilk aşkına götürüyor. İlk aşk ve anayurt, zamanın tozuna bürünmüş biçimde, orada öylece bekliyorlar; Amerikana’dan bir şans daha istercesine.
Chimamanda Ngozi Adichie’dan, ırklar, kültürler, sınıflar, önyargılar, kadınlık-erkeklik ve aşk üzerine olağanüstü bir roman.
Çevirmen: Zeynep Çiftçi Kanburoğlu / Sayfa Sayısı: 584 / Kategori: Roman
V. S. Naipaul - Gelişin Bilmecesi - Alfa Yayınları
Bir yazarın İngiliz kolonisi Trinidad’dan İngiltere’nin eski kırsal bölgelerine ve bir ruh halinden diğerine yaptığı tuhaf yolculuğun öyküsü olan Gelişin Bilmecesi belki de Naipaul’un en otobiyografik eseridir.
“Naipaul’un en iyi eseri.” –Chicago Tribünü
“Zarif bir anı, ustaca keskin bir öz-hesaplaşma.” –Washington Post Book World
“Uzun zamandır okuduğum açık ara en ilginç roman ve belki de şimdiye kadar okuduğum en hipnotize edici kitap.” –St. Petersburg Times
“Sonuç hem yürek burkuyor hem de cesaretlendiriyor: Düşlerin ve gerçekliğin yıkımına karşı tek panzehir hatırlamaktır.” –Time
“Gelişin Bilmecesi, bir bilgisayar oyunu gibi okuru bir dizi ipucuyla yönlendiriyor, insanı ve yazarı anlamaya giderek daha çok yaklaşıyor.” –Newsday
Çevirmen: Suat Ertüzün / Sayfa Sayısı: 432 / Kategori: Roman
Uras Vicdanlı - Yansımalar - Herdem Kitap
“Burada ne olduğunu bulmam gerekiyor. Biliyorum elimde merdivenim ve küreğim olduğu sürece özgür olduğumu. Sadece neden küreğimle merdivenim olduğunu bilmek istiyorum. Bunlar hem beni var eden hem de yok eden şeyler. Altında ne olduğunu bilmek istiyorum. Ne olduğunu bilmeden, ne bulacağımı arıyorum.”
Fırlatıldığımız dünyada bedenimizi, benliğimizi, ailemizi ve geriye kalan tüm diğer şeyleri kabullenip adapte olduğumuz / adapte olmaya çalıştığımız dünyada beklenen mutluluk ile kabul edilen mutluluğun makas aralığını görmezden gelebiliyor musunuz?
Huzursuzluğu hiç fark etmemiş iseniz sizin için her şey yolunda demektir. Eğer o huzursuzluğu, iç daraltan rahatsız edişlerini bedeninizde / benliğinizde hissediyorsanız Yansımalar romanına hoş geldiniz.
Uras Vicdanlı’nın okuyucular tarafından beğeni toplayan ilk romanı Mazmoz’un ardından ikinci romanı Yansımalar, insanların bakış açıları, düşünceleri, eylemleri ve eylemlerinin sonuçlarını farklı bir bakış açısıyla sunarken bu farkı çarpıcı kurgu ve anlatım tarzıyla da kuvvetlendirmiştir.
Yansımalar (Yaşam) romanı hiç de yabancısı olmadığınız bir yaşam deneyimini, yabancı kalacağınız bir bakış açısıyla sizlere sunmaktadır.
Sayfa Sayısı : 266 / Kategori : Roman
Biyografi: Uras Vicdanlı
Comentarios