Wilhelm Genazino - Bir Kadın Bir Ev Bir Roman - Jaguar Kitap
Wilhelm Genazino “Bir Kadın, Bir Ev, Bir Roman”da bu sefer alışılmışın aksine çok genç bir anlatıcının izlenimlerine davet ediyor okurlarını. Weigand liseden atılmış, ailesini hayal kırıklığına uğratmış, yazar olma hayalleri kuran on sekiz yaşında bir gençtir. Gündüzleri bir toptan fidancılık şirketinde çırak, akşamları da yerel bir gazetede muhabir olarak çalışmaya başlar. Bu ikili yaşamın koşturmacası içinde oradan oraya savrulan Weigand, bira köpüğü kıvamında bir gençliğin ilk adımlarını, yaşından beklenmeyecek bir melankoli ve ironi duygusu eşliğinde atar.
2018’de yitirdiğimiz kült yazar Genazino’nun 2003’te yayımlanan Bir Kadın, Bir Ev, Bir Roman’ı Tevfik Turan’ın Almanca aslından çevirisiyle…
Çevirmen: Tevfik Turan / Sayfa Sayısı: 136 / Kategori: Roman
Nermin Yıldırım - Bavula Sığmayan - Hep Kitap
Başımı göğe kaldırıyorum, Şimal Yıldızı’nı arıyor gözlerim. O kayıp. Bense birilerinin giderken ardında bıraktığı çığlık gibi hayattayım.
Romanlarıyla okuru renkli yolculuklara çıkaran Nermin Yıldırım, bu defa el ele tutuşan öykülerden oluşan büyüleyici bir dünya kuruyor. Çocukluk düşleri, gençlik hevesleri, ihtiyarlık özlemleri, gidenler, kalanlar, bekleyenler, arayanlar, en karanlık dehlizlerde bile bir umut ışığı bulanlar, düşmemek için birbirine tutunanlar, her şeye rağmen hayata inananlar, bu buruk ama görkemli şölende bir araya geliyor.
Bavula Sığmayan görünenin ötesine geçip insana ve yaşadıklarımıza farklı perspektiflerden bakmamızı sağlayan geniş bir panorama sunuyor bizlere. Nermin Yıldırım’ın duyarlı bakışı, etkileyici diliyle dokuduğu derinlikli hikâyeler, yüreklere dokunurken, tekrar tekrar okuma isteği yaratacak, uzun süre hafızalardan çıkmayacak.
Sayfa Sayısı: 232 / Kategori: Öykü
Soner Sert - Çevirmenler Anlatıyor - KDY
Çevirmen kimdir? Çevirmenin varoluşu, biçimlenişi ve koşullanışı nedir? Bin yıllardır süren bu kadim gelenek, modern dünyada nasıl bir konuma kavuşmuştur? Bugün çevirmenin toplumsal aidiyeti, sınıfsal pozisyonu ve bireysel açmazları nelerdir? Kimdir çevirmen? Bir kültür işçisi mi? Yaratıcı bir sanatçı mı?
Yukarıdaki sorulardan hareketle şekilleniyor “Çevirmenler Anlatıyor”.
Soner Sert, farklı dillerden çeviri yapan, ayrı kuşaklar ve geleneklerden gelen yirmi üç çevirmene sorular soruyor. Çeviri anlayışlarına, dille kurdukları ilişkilere, günümüz dünyasında ve yayıncılık sektöründe karşılaştıkları sorunlara ışık tutmaya çalışıyor.
Gazete Duvar’da 18 Haziran 2019 tarihinde Ülker İnce ile başlayan ve 23 Ocak 2020’da Göksel Türközü ile biten dizide, Ahmet Arpad, Ali Volkan Erdemir, Ayşe Hacıhasanoğlu, Barış Özkul, Barış Yıldırım, Berrak Göçer, C. Cengiz Çevik, Can Yapalak, Duygu Akın Özyılmaz, Emine Ayhan, Eren Buğlalılar, Esra Dicle, Ferit Burak Aydar, Levent Bakaç, Melike Işık Durmaz, Merve Sevtap Ilgın, Nuri Yıldırım, Süleyman Doğru, Şahika Tokel, Uğur Büke ve Ümid Gurbanov da soruları yanıtlıyor.
“Çeviribilim literatürü bize sıklıkla çevirinin kültür bağımlı bir tanım olduğunu, belli bir kültürde neyin çeviri kabul edildiğine bağlı olarak içeriğinin doldurulduğunu söyler. Kültürümüzün belli bir tarihsel aralığına ışık tutan bu röportajlar için kendi adıma Sert’e müteşekkirim. Bu kitabın hem alan akademisyenleri ve öğrencileri hem meslektaşlar hem de çeviriyi üzerine düşünmeye değer bir konu olarak gören okurlar için önemli bir başvuru kaynağı olduğunu düşünüyorum.” -Betül Parlak Cengiz
Sayfa Sayısı: 166 / Kategori: Edebiyat-İnceleme
Mary Wollstonecraft - Yaşama Dair Öyküler - Fihrist Kitap
İlk feminist; 18. yüzyılın sonunda tutucu İngiliz aristokrasisi içinde aykırı bir kadın, Mary Wollstonecraft…
Ve kız çocuklarını “doğru ahlak” ile büyütmek adına hayatın içinden erdem öyküleri sunan kitabı “Yaşama Dair Öyküler” titiz bir çalışmayla, Türkçede ilk defa sizlerle!
Kadın Haklarının Gerekçelendirilmesi adlı çalışmasıyla döneminde büyük bir üne kavuşmuş olan Mary Wollstonecraft (1759-1797), oldukça aktif bir yazar ve salonların aykırı figürüydü. Döneminin önemli düşünürlerinden Edmund Burke’a karşı görüşlerinin yanında, asıl olarak Jean Jacques Rousseau’nun eğitim felsefesine karşıtlığı üzerinden net bir düşünsel tutum sergilemiş ve eserlerinin büyük çoğunluğunu kadının doğru ve verimli bir şekilde eğitilmesi odağında oluşturmuştur.
Wollstonecraft’ın, tüm eserlerinde Rousseau’nun Emile adlı eserine bir reddiye sunarcasına bir tavır sergilediği açıktır. Bunu yaparken, John Locke’ın zihnin boş levha oluşu teoremi üzerinden bir eğitim modeli geliştirerek, kadınların da erkekler gibi eğitilmesi halinde, toplumda aşağı bir seviyede yer almayacakları düşüncesini savunmuştur. Dolayısıyla, özgür ve özgüvenli kadın, çocuk yaşta doğru yetiştirilerek ortaya çıkabilir…
Günümüz için bilindik bir tema olsa da 200 yıl öncesi için oldukça devrimci bir tutum diyebiliriz. Wollstonecraft, özgür ruhlu kadın fikrini pratiğe döktüğünde ise muhafazakâr toplum içinde yaşanan karışıklığı hayal etmek çok da zor olmasa gerek…
Ek olarak söylemek gerekir ki, 1788 yılında yayımlanan kitabın 1791 basımına William Blake çizimleriyle katkıda bulunmuştur. Fihrist Kitap olarak, feminizmin en temel figürlerinin başında gelen Wollstonecraft’ın fikir dünyasının mihenk taşlarını bulabileceğiniz Original Stories from Real Life asıl adlı “Yaşama Dair Öyküler” kitabını siz değerli okuyucularımıza sunabilmenin mutluluğu ile…
Çevirmen: Selen Birce Yılmaz / Sayfa Sayısı: 112 / Kategori: Öykü
Handan Kılıç - Çam Ağacının Gölgesinde - Armoni Yayıncılık
Sinema analiz yazıları, öykü ve denemeleri ile tanıdığımız Handan Kılıç bu sefer bir romanla okurlara sesleniyor.
Kitapta göç, mübadele, yerleşememek, gidememek, dönememek, eve dönmenin yollarında savrulma, nesilden nesile aktarılan döngüsel kader konuları üzerinden kurgu ilerliyor. Yerleşemeyenlerin dünyasında romanın başkahramanı Hikmet başını sokacak bir yer, onu hayattan koruyacak bir sığınak bulabilecek mi?
“Yerimi bulamadım. Döndüm dolaştım, dağlar nehirler aştım. Dere tepe düz gittim, yok. Milyarlarca insana bağrını açan koskoca dünya bana sığabileceğim bir yer göstermedi. Tam her şey yoluna giriyordu ki olanlar oldu. Bir süre devam etmeye çalıştım. “Hikmet halleder” lafı dillere pelesenk malum. Böyle alışmış herkes. Halledemedim, gölgene geldim. Al beni, dinle, dinlendir, sağalt, sahip çık!
Kadim dostum çamla böyle selamlaştım. Ben doğduğumda en boylu poslu ağacıydı mahallenin. Yıllar sonra döndüğümde ondan başkası kalmamıştı sokakta. Gölgesinde serinlediğim, büyüyüp serpildiğim, her geldiğimde dertleştiğim çam ağacıydı karşılayanım. O yerindeydi, ben dışarda. Canım, asırlık çam ağacım! Sen şu hayatta yerini ne güzel de bulmuşsun. Peki ya ben ne olacağım?”
Sayfa Sayısı: 160 / Kategori: Roman
Comments