Victor Hugo - Claude Gueux - Can Yayınları
İlk kez 1834 yılında La Revue de Paris’de yayımlanan Claude Gueux, ilhamını 1832’de cinayetten idam cezasına mahkûm edilen bir insanın gerçek hikâyesinden alır. 19. yüzyılda Paris’te yaşayan otuz altı yaşındaki dürüst bir işçinin önce cezaevine girmesini, ardından idama mahkûm edilmesini konu alan bu kısa roman Victor Hugo’nun toplumsal adaletsizliği gözler önüne serdiği felsefi bir anlatı olma özelliği taşır. Adaletin kendisi de en az işlenen suç kadar ilkelse sorunu nerede aramak gerekir?
Cezanın gerçek nedenlerini, cezaevi koşullarını, toplumun ikiyüzlülüğünü, derin yoksulluğun sebeplerini, vatandaşlarına yaşama olanağı tanımayan kötü niyetli siyasi sistemi sorgulayan Victor Hugo, eserinde özgürlüğü ve eğitimin önemini savunur; yalnızca idam cezasına değil, yasaların ve toplumun kurtarmak için kılını kıpırdatmadığı insanlar adına bütün bir sisteme savaş açar.
Konusu itibarıyla Bir İdam Mahkûmunun Son Günü’yle benzerlikler taşıyan bu kitapta Claude Gueux üzerinden Sefiller’in kahramanı Jean Valjean’ın da oluşumuna tanıklık ederiz.
Çevirmen: Melis Oflas
Sayfa Sayısı: 48
Hakan Günday - Zamir - Doğan Kitap
Yeni bir binyılın arifesinde, Birinci Dünya Barışı Vakfı’nda çalışan Zamir’in görevi ne pahasına olursa olsun savaşları durdurmaktır. Baş döndüren barış senaryoları, komplolar ve mücadeleler içinde Zamir şu soruya yanıt arar: İnsan nasıl barışır?
“Demek ki bu evrende her şey bir şarapnel. Ve genişlemekte olan, aslında bir şarapnel bulutu. Demek ki Samanyolu ve içindeki güneş ve etrafındaki dünya ve üzerindeki insan ve aklındaki her şey bir şarapnel. Düşüncesi, inancı, duygusu, icadı, hepsi. Demek ki insan insana saplanmak için var… Zaten öyle olmasaydı bu kitap olmazdı.”
Sayfa Sayısı: 368
Carson McCullers - Küskün Kahvenin Türküsü - İş Bankası Kültür Yayınları
Küskün Kahvenin Türküsü
Harika Çocuk
Jokey
Madame Zilensky ile Finlandiya Kralı
Konuk
Bir Aile Sorunu
Bir Ağaç, Bir Taş, Bir Bulut
“(…)Bir seven vardır, bir de sevilen. Ama bunlar başka başka beldelerin insanlarıdır. Sevilen çoğu zaman sevenin içinde uzun zamandır saklı duran sevgi için yalnızca bir uyarıcıdır… En sıradan birisi coşkun, ateşli ve bataklıktaki zehirli zambaklar kadar güzel bir sevginin nesnesi olabilir…”
Carson McCullers daha yirmi üç yaşında yazdığı “Yalnız Bir Avcıdır Yürek” adlı romanıyla ABD’deki edebiyat çevrelerinde adını duyurmuş ve gerçek olduğu kadar karamsar da olan bir varoluş felsefesi içeren yapıtlarıyla okuru, insanlık durumunun temelindeki ruhsal yalnızlığın derinlikleriyle tanıştırmıştır. Küskün Kahvenin Türküsü’nde ise daha önceki romanlarının ortak teması olan “sevgi felsefesi”ni daha da geliştirerek sevginin doğasına ilişkin gerçek bir kurama dönüştürür. Kitapta yer alan altı öyküde de yalnızlıklarını duyumsayan karakterlerle karşılaşırız… Çocukluktan genç kızlığa geçiş sancılarını yaşayan bir kız… Yabancı bir ülkede yaşayan ve sevgisizliğin ne denli acı vereceğini geç anlayan bir erkek… Yaşamını biraz olsun tekdüzelikten kurtarmak için hayalinde farklı bir yaşam sürdürmeye çalışan bir müzik öğretmeni… Carson McCullers’ın usta kaleminden, bir sevgi dilini yaratan ve derinlemesine hisseden kahramanların öyküsünü anlatır Küskün Kahvenin Türküsü.
(Lula) Carson McCullers 1917 yılında Georgia’nın Columbus şehrinde doğdu. Beş yaşından itibaren piyano dersleri almaya başladı. 17 yaşında New York Juilliard School of Music’e müzik eğitimi için gitti, ancak okula devam etmeyerek kendini yazı çalışmalarına verdi. Columbia ve New York Üniversiteleri’nde yaratıcı yazım dersleri aldı. Story dergisinde öyküleri yayımlandı. 1937 yılında pek başarılı olmayan bir yazar olan Reeves MCCullers ile evlendi. 30’lu yaşların başında geçirdiği felç nedeniyle sol tarafını kullanamayan McCullers 1967 yılında öldü. 20. yüzyılın en önemli yazarlarından biri olarak kabul edilir.
Çevirmen: İpek Babacan
Sayfa Sayısı: 164
Murathan Mungan’ın Seçtikleriyle - Erkekler Yalnızlıklar - Metis Kitap
Bu seçki erkeklere, erkeklik dünyasına ilişkin yalnızlıkları konu edinen, “erkek yalnızlığının” evrensel ölçekte paylaşılabilir yanlarına değinen öykülerden derlendi. Kendisine öğretilmiş erkekliğin içinde tutuklu kalmış, bir türlü bunun dışına çıkamayan erkeklerin farkındalık bilinci taşımayan yalnızlığı en yaygın yalnızlık çeşitlerindendir. Bu nedenle seçkide erkeklerin içine kıstırıldıkları koşullara izdüşümler içeren öyküler bulunmasına özen gösterdim.
Erkekler Yalnızlıklar’da farklı kuşaklardan yazarların farklı sosyal kesimlerden ve sınıflardan erkeklerin kendilerine özgü dünyalarına ışık düşüren öykülerini okuyacak, bunlar arasında yatay ya da dikey koşutluklar kurabileceğiniz yalnızlık durumları bulacaksınız.
-Murathan Mungan
Hazırlayan: Murathan Mungan
Sayfa Sayısı: 280
Sylvie Germain - Gecelerin Kitabı - Sel Yayıncılık
Ormanın kuytularında boğuk uğultularla yol alan kana susamış kurtlar, teskin eden ninniler, ölgün ezgiler, kara talihe karşı her an tetikte beklemeyi öğütleyen soluksuz fısıltılar, doğum sancısı çekerken etrafa vanilya ve toprak kokuları yayan kadınlar, kesilen parmaklar, koruyucu gölgeler ve atadan kalma bir mavnayı karanlık nehir sularından koparan, toprağa kök salmaya yazgılı bir aile...
Sylvie Germain, Gecelerin Kitabı'nda büyü ile gerçeğin, puslu bir geceyle günlük güneşlik bir tarlanın, tatlı hayallerle kopkoyu kâbusların kesiştiği yerde, kanla, ruhla ve sol gözlerindeki altın rengi ışıltıyla birbirine bağlanmış Péniel ailesinin hüzünlü ve efsunlu hikâyesini anlatmaya koyuluyor. Onulmaz denen yaralar iyileşmeye, toprak yeşermeye ve nehirler yatışmaya niyetliyken savaş, boğucu dumanı, dikenli telleri ve toplama kamplarıyla yollara pusu kuruyor; inançsızlık müzminleşiyor, büyü bozuluyor, bedenler cerahatle yükleniyor.
Karanlık sularda ağır ağır yol alanları, geceyi, yıldızları, alacakaranlığı huşu içinde izleyenleri ve günün ilk ışıklarıyla karaya ayak basmayı umut edenleri büyülü gerçekçiliğin kollarına usulca bırakan bir kurmaca...
Çevirmen: Mükerrem Akdeniz
Sayfa Sayısı: 288
Комментарии