Geceyi öpüp alnından
Güneşe doğru çekiyor
Çekiyor güneşe doğru geceyi
Bir şehri sesi ile tütsülüyor.
Bir meydan kuruyor şehre
Ve meydan okuyor dünyaya
Bir meydanı koruyor gök kuşları.
Bütün kırılmış kalplerin sonunda
Dağların ardına ve dalgaların içine
Dökülüyor saklanmış sırlar
İntikamın peşinden koşar her zaman yalnızlık.
Dünya gurbetine saklanmış sarı hasretler kaplar etrafımı
Sana susadım, sana
Sana hasretim sana hasrettiğim anlarda
Hep sana ağladım
Ateşe tuttum yüreğimi
Hiç koynuma almadım ihaneti ömrüm boyunca
Hiç yalnız uyumadım geceleri
Hep sen varsın yanımda
Bütün şehirler gözlerini
Bütün zamanlar kalbini taşıyor yeni zamanlara
Zaman nihayet nihavent makamında türküler söylüyor çağa.
Hiç vazgeçmedim sevmekten,
Gürül gürül soğuk sular aktı dünyaya
İçimin nehirlerinden
Sevgi nehirleri çağıldar içimde.
Evet, yangın dediğin benim içimde
Gürül gürül akan o ırmaklar söndüremedi
Yangın sönerse hayat biter içimde
Bir talan korkusu sarar yangın biterse
Kaybetmektir bazen dünya
Bazen kazanmak öteki mahalleyi
İnsan isyandır bazen.
Şehir dolusu bir sevdanın içinde tutuşur yangın
Sevda içime doluşur
Kırık bir hıçkırıktır hayat
Ben sana susadım
Dağlar oynarken yerinden
Hallaç pamuğu gibi savrulup hayat
Yangın başladığı zaman şehre yağmaya, ben seni sevdiğim zaman
Ben bilirim ki kurşun kadar eritmek denli öldürücüdür ayrılık
Gülüşün kadar yaşarsın bu hayatta.
İsmail Okutan
Commenti