Ölü, ihtişamlı, bilinmez siluetlerin üzerinde geziniyor,
Padişahı, sultanı ayaklarımın altında öylece dursa da,
Gölgem düşünce üzerlerine, heyecanlanır, çırpınır yine sanrılarım.
Tepemde dönen sarhoş güneşimle bilmediğim yollarda,
Yolumu gösteren güneş değil, gören gözlerim olsa da,
Kendi yamaçlarımın derinlerinde, yine çıkagelir benim karanlığım.
Orada var olanlar ortaya çıkar, hepsini izlemeye koyulur,
Karanlıkta hiçbir şey görünmez, anlaşılmaz sanılsa da,
Daha net görünür her şey, her şeyi ortaya çıkarandır benim aydınlığım.
Güçsüz parıltılar un ufak olurken ellerimde onları izler,
Dışarı çıkar sevinçle, öğrendiğimi anlatmaya çalışsam da,
Kulaklar işlevsiz, güneşe bakan gözler kör, orada durur benim varlığım.
Başımı kaldırıp, onları kör eden ışığın merkezine bakar,
Yakalar merkezde duranı, onu anlamaya çalışsam da,
Görünen tek şeydir;
Damağında sallanan tek dişli gülüşü, benimse bakışlarımdaki cesaretim.
Yazar: Uras Vicdanlı
Comments