Sigara - Ebru Gazioğulları
top of page
Schoolgirl with Books

Sigara - Ebru Gazioğulları




Gerçeği fark edince birdenbire canım feci şekilde sigara çekti. Daha önce hiç sigara içmemiştim. Tadını bilmiyordum ama acil bir sigara içmeliydim. Dumanla beraber içimdeki tüm sıkıntıyı üfler, göğsümün üzerindeki şu ağırlıktan da kurtulurdum belki. Karşıdaki büfeden alabilirdim. Kız Kulesi'ne baka baka içer, usul usul ağlardım.


Ama iş yerinden öyle bir çıkmışım ki yanımda ne param var ne telefonum. Biri bir şey sorana kadar az soluklanayım şu masada. Bomboş zaten etraf, garson gelirse de birini bekliyorum derim. Salacak'a kadar nasıl yürümüşüm onu da bilmiyorum. Dünkü mantomu giymiş olsaydım onun ceplerinden çıkardı üç beş kuruş. Bir çay söylerdim o zaman. Çayı getiren çocuktan da bir sigara isterdim. Halimden anlardı herhalde. Acilen sigara içmem gerektiğini anlardı bir bakışta. Bu etek ceket takımı yeni aldım. İlk kez giydim. Onun için. O beğenir böyle usturuplu ciddi kıyafetleri. Herkes benim kadar özenmiyor. Şubeye gelirken mantolarının sökük eteğini bile dikmeye üşenen, epey bir zaman işe o halde gelip giden kadınlar var. Öğlenleri bankanın önündeki büyük parkta kalın bacaklarını, sarkık kollarını çekinmeden güneşlendirirler ve akşama kocalarına ne yemek yapacaklarını düşünürler. Bense gözümü ondan alamam. O bana pek bakmaz başkalarının yanında. Ama ben onun baktığı yerde olurum. Ne aptalmışım! Neden aldım ki bu etek ceketi? Cepleri de yok. Sırf bir adam petrol mavisi seviyor diye yapılacak şey mi? Hele o adamın boşayacağım dediği karısından üçüncü çocuğu doğmuşsa. Salacak'a nasıl yürümüşüm ben bu ayakkabılarla? Tansiyonum düştü sanki. Kız Kulesi bulanıklaştı karşımda. Baktığım yerleri göremez oldum. Yanıma birinin yanaştığını da fark edemedim. Omzuma dokunan elle irkildim. Annem yaşlarında bir kadın. "Affedersiniz sizin için mahsuru yoksa başka bir masaya geçebilir misiniz? Ben biriyle buluşacağım da, kendisini burada, bu masada bekleyeceğime söz verdim." dedi. "Ta... tabii..." diye kekeleyip sandalyeyi yeni sahibine devrettim, arkadaki masalardan birine geçtim. Kadın kendine az şekerli kahve söyledi. Saçlarını, üstünü başını düzeltti. Yılan derisi ayakkabılarıyla takım küçük el çantasından sigarasını çıkardı. Kahveyi getiren çocuğun yardımıyla yaktı. Hızlı hızlı çekti içine. Sonra Kız Kulesi'ne doğru öyle bir savurdu ki dumanı, kadının içindeki tüm sıkıntı, göğsünün üzerindeki ağırlık uçtu gitti. Oh dedi. Oh dedim!



Ebru Gazioğulları

Schoolgirl with Books
bottom of page