hep geceydi kalan
ve hep karanlığaydı giden
günahlar büyürdü yeni günde
uzak bir yalnızlığı biriktirir ellerim
neye dokunsam yabancı
yersiz kalır izler
sahipsiz
unutulmuş biraz da
ne zaman bahar gelse
izleri siliyordu günler
yurtsuz zamanları oluyordu
sesi kayıp sokakların
bir evdi anıların biriktiği
gidenin üstüne yıkılan
kalanda büyür vedasız son bakış
gidende
kendinden önce yürür
evlerin nefesiydi
sesiydi balkonlar
pencereleri gözleriydi sokağa bakan
-ki sokağın sakinleri aynı ve eksik
giden gözlerde kapanır gökyüzü
geleneydi kapılar
gideneydi kapanan
“kapıyı tut” demeye kalmadı
bir kapı kapandı
içimde kaldım
şimdi diyorum
o evlerin nefesleri nereli
nerede gölgeleri
taşları söküldü duvarların
kapılardan numaralar
mühürlenir gidenin künyesi yüreğine
adressiz kalır anılar
hüznün suretinde karşılardı
gelip geçenleri evler
azalırdı sokakların gölgeleri
mevsimlere
ve yollara
ve not düşülen tarihe
çifte su verilirdi
mührünü devreder gün sonraya
şimdi nereli
o evlerin nefesleri
nerede gölgeler
kayıp zamanların bakışları büyürdü
günlerin azalttıklarında
baktığımda göremediklerimi karşılıyor
üzgün bir evin görüntüsü
inip çıktıkça kuyunun kovası
çıkrıklara sarılırdı günlerimiz
su kurudu
anılar diyorum
çiçekler vardı
evde ses
bahçede gölge
yaslama gözlerini
unutulmuş pencerelere
kırılırsın
ya perdeler
-ki çiçekli motifleri duvarda saklı
onlar da son sahipleriyle gitti
gitmelerin adıyla başlar ayrılıklar
hep dünde kalır eksilenlerin
bak yine
topal bir gölge geçiyor yanımdan
takvimsiz zamanlardı
unutmaya giden yollar
dün olmaya
unutmaya yürüdüğüm
seslerden geçiyorum
Osman Özenbaş
Kommentare