Yemek Yandı - Hakan Kaya
top of page
Schoolgirl with Books

Yemek Yandı - Hakan Kaya




Gecelerin pusu halen boğucuydu. Kime sorsanız yaz gelmiş derdi. Ama işte orada duracaklar, daha yaz falan gelmedi. Buz gibi soğuk dışarısı.


Dört gece sonra hava ısınmaya başladı. Dışarıdan çocuk sesleri geliyordu. İşkillendim, bağrışıp duruyorlardı. Balkona çıktım. Bir şey yapmasınlar bizim oğlana… Yok, eğleniyorlarmış yine. “Hüseyin! Eve gel,” diyorum. O da arkadaşını eve almak istiyor. “Peki peki… Ama anasından izin alın.” Yolun ötesinde bir adam var. Yerde bir şeyi dürtüyor sopasıyla. “Hayır ağabey! Ne o?” Kedi olduğunu söylüyor. Vah vah ölmüş. Ulan bok var hızlı sürüyorsunuz şu araçları! “ÖLMEMİŞTİR AĞABEY! BIRAKIN ŞU HAYVANI!” Bir bağırış, bir kaçış.


“Aç mısın Hasan?” Kafasını öne eğiyor, “Açım valla,” diyor. Anasının yemek yapıp yapmadığını sorunca ise yine hayta gülümsemesini yapıyor. “Anam yaktı yemeği ağabey.” Gülüyorum ben de, “Olur böyle şeyler. Biz de yaşadık.” İki tabak, iki bardak. Doyup kalktılar bile. “Ellerine sağlık ağabey, anamdan güzel yapmışsın şerefsizim,” diyor. “Yok be oğlum, anan daha güzel yapıyordur.” Yakmasa daha iyi olur gibi bir şeyler söylüyor. Ulan hiç düşünmedim değil, bu kadının bir derdi mi var, hasta falan mı? Bir gün yakarsın, iki gün yakarsın, her gün yakmak da olmuyor böyle…


“Efendim Recep? Yapma ya… Patron grevdekileri kovdu demek. Vay pezevenk. Ulan hakkımızı savunduk diye işimizden olduk. Ulan kız olmak vardı, patron ne niteliğe bakar ne yeteneğe her şey iki bacak arasında biter. Evet, evet… Sen de haklısın. Kadınların suçu yok ağabey, onları objeleştiren para babalarına diyeceksin. Hadi allahaısmarladık.”


Kapının eşiğindeyim. “Buyur Ali.”


“Yenge, nasılsın iyi misin?”


“Allaha şükür, Hasan sizin evde yemiş sanırsam?” Kafamı sallıyorum. Bin yaşa diyor, bir alnımdan öpmediği kalıyor. “Yenge sorması ayıptır bir sıkıntı mı var? Yemeği her gün yakıyorsun. Yanlış anlama, insanlık hâlidir.”


Yapma be! Söylenecek laf mı bu… Kadın kolumdan çektiği gibi içeri alıyor beni. Mutfağa, tencerenin yanına gidiyoruz. Bir yanık kokusu sinmiş odaya. “Yine mi yaktın yenge?”


Tencereyi açıp baktığımda sadece bir domates bir biber görüyorum. Ah be ablacığım, söyleseydin ya, hiç mi hatırım yok!



Hakan Kaya

Schoolgirl with Books
bottom of page