Sevgili bebekler, hepiniz hoş geldiniz!
Seçmelere katıldım, gerekli tüm aşamaları başarıyla geçtim ve henüz her şey için çok geç olmadan sizlere birtakım bilgiler vermek için görevlendirildim. Doğmak için yalnızca bir günüm kaldığı düşünülürse aranızdaki en bilge kişi, benim. Bu yüzden, sözümü kesmeyin ve bildiklerimi paylaşmama izin verin.
İlk on sekiz yıl aile sevgisi önemlidir. Onlar, aileniz yaşamlarınız gibi odalarınızı da hazırlamaya başlamış olmalı. Güzel haber (sizin gelişiniz) alınır alınmaz uygun renklerdeki duvarlara uygun mobilya takımları (bu günlerde camlı olanları moda), perdelerle halılar; battaniyelerle nevresim takımları, çıngıraklı beşikler, minik gövdeniz için kıyafetler, ayaklarınız için ayakkabılar çoktan sipariş edilmiştir. Odanızı da içine alan binada bir bahçeniz, açık ya da kapalı yüzme havuzunuz, garajında şahsi araba koltuğunuzu da içeren arabanız olabilir. Umalım ki olsun. Farklı evleriniz, yazlığınız, çiftliğiniz, dağ eviniz olabilir. Hepsi için size bir oda gerekecektir. Çocukluğunuz güvenli bir semtte ve kışları yeterince sıcak, yazları yeterince soğuk bir evde geçsin istemez misiniz? İyi bir ev aynı zamanda iyi bir okul demektir. Güzel evlerde oturan çocuklar iyi okullara giderler. İyi okullar, iyi işlerdir. Parayla ilgili romantik sözlere aldırış etmeyin. Para ve su hemen hemen aynı şeydir. Ve herhangi bir yetenekle doğacaksanız umalım ki bu, rakamlarla ilgili olsun. Çünkü modern yaşam şöyle söyler: Ortalama bir mühendis sıra dışı bir sanatçıya denktir. Köprüler ve robotlar yapmak resimler ve heykeller yapmaktan yeğdir. Hiç kimsenin bir öykü dinlemek için vakti bulunmuyor artık. Hoş geldiniz. Gerçek yaşam burası.
Kardeşleriniz için üç ihtimal söz konusu: Ya siz henüz içerideyken kendisi her şeyin ilk sahibi olarak dışarıdadır, ya sizden sonra doğacak ve pek çok şeye ortak olacaktır ya da hiçbir zaman gelmeyerek hiç var olmayacaktır. Ruhlarınız onların ruhlarıyla benzer malzemeden yapılmışsa bu, yaşamda kutlamaya değer şeylerden biridir. Annenizin ve babanızın birbirine hep ve hâlâ sevgiyle bağlı olduğunu varsayarsak, en çok birbirleriyle vakit geçirmekten hoşlanıyorlar demektir. Birlikte dışarı çıkar; pikniğe, yemeğe, yürüyüşe, alışverişe gider; eve birlikte dönersiniz. Siz elbette ayaklarınızı kullanana kadar onlara ikisinden birinin kucağında yahut size tahsis edilen açılır kapanır başlıklı arabanızda eşlik edebilir; kışları kızıl şömine ateşinin önünde kusursuz bir sessizlikte, yazları deniz kenarında hafif rüzgârlı bir havada (ki ben en çok denizleri ve okyanusları görmek istemekteyim) güneş koruyucu kreminizi sürdükten sonra yemeklerinizi yiyebilir, onların birbirleriyle öpüştüğüne tanıklık edebilirsiniz. (Hem de dudak dudağa!) Küçük kulaklarınız hemen her gün hoş, tatlı sözcükler duyacaktır. Böyle aileler çok sık gülümser, sesleri nadiren yüksektir. Sevgi alçak sesli ve sakindir. Her şey düşünülmüştür, yumuşak ve renklidir. Bu şartlar altında acıklı, korkulu, kötü şeyleri nadiren düşünürsünüz. Ayaklarınızı ve ellerinizi kullanmaya başladıktan sonra onlara daha sıkı sarılabilir, kayak yapabilir, ıslak mayonuzla konforlu şezlonglarda sırtüstü uyuya kalabilirsiniz. Sizin için parası ödenmiş şemsiyenin gölgesi kıymetli yüzünüze vurmaktadır. Endişe etmeyin. Arkadaşlarınızın şezlongları ve şemsiyeleri, mayo markaları, kayak setleri sizinkilere denk olacaktır. İnsanlar hiçbir yaşta uçurumlardan hoşlanmaz.
Büyüdükçe aşk ve arkadaşlıkta doğru şeyleri seçmeye dikkat etmelisiniz. Güzel bir yüz, işleri sizin için öylesine kolaylaştırır ki… Dağda, denizde, sokakta, havada başınıza bir kaza gelmezse hiçbir şeyi berbat etmezsiniz. Terk edilme riskinizse, daima oradadır. Hastalanma riskiniz. Dağılma, parçalanma, kırıma uğrama riskiniz. Anneler ve babalar çocuklarından daha uzun zamandır orada olduklarından genelde onlardan erken ölürler. Ama yine de her şeye rağmen onlara sahipseniz, ortalama bir çocuk olarak hayatta kalacaksınız demektir. Öte yandan “güzel ve akıllı çocuklar” olarak harika bir yaşama sahip olmanız kuvvetle muhtemeldir.
Bizler için yapılmış milyonlarca şey var dışarıda, buna inanabiliyor musunuz? Görünmez kazalar, katliamlar, doğal afetler…. Ne heyecanlı, değil mi ama!
Dünyaya gelmenizi istemiyor olabilirler. Kandan ve kemikten, sizi bilmeyerek yapmış olabilirler. Sizi yapanlar birbirlerini hayatlarındaki bütün diğer şeylerden hep daha az sevmiş ya da artık daha az seviyor olabilirler. Birbirleriyle az konuşuyor, birbirleriyle yalnızca kavga etmek için (Kavga Etmek: Düşmanca davranış ve sözlerle ortaya çıkan çekişme veya mücadele) konuşuyor ve kavga repertuarlarını (…harcamalar, koltuk takımının renkleri, akraba ziyaretleri, boş vakit değerlendirme çeşitleri, mutfak alışverişleri, tatiller, çocuk bakımıyla ilgili yapılmaması gerekenler…) gün geçtikçe genişletiyor olabilirler. Birbirleri yerine televizyonla, cep telefonlarıyla, bilgisayarla zaman geçirmeyi tercih edebilirler. Fikirlerini değiştirip sizi veya birbirlerini bırakabilirler.
İnsan olmak, bildiğim kadarıyla, işte böyledir. Hiçbir nehir, bir insan kadar değişemez. Çok istese bile. Bu durumda onlardan biriyle veya onlarla aynı kanı taşıyan birileriyle yaşamanız gerekebilir. Araştırmalarıma göre bu bakım işini genelde büyükanneler üstlenir. Hayatta kalabilmeniz için sorumluluğunuzu alacak birileri çıkacaktır -umarım ki çıkacaktır- korkuya kapılmayın. Unutmayın; korku, kalp ve beyin sağlığınız için berbat bir şeydir. Anlaştık mı? Evet, birbirlerini bırakabilir ve yeniden evlenebilirler. Yeniden evlenmek, yeniden çocuk yapmak, taşınmak, uzaklaşmak yetişkinler için olağan şeylerdir. Bazı çocuklarını daha çok sevebilirler. Kendilerine benzeyen çocuklarını. Büyükler bunu inkâr eder. Fakat siz, sözüme güvenin. Güvenin bana.
İkisinin birden aynı anda ölmesi nadir bir durumdur; çoğunlukla biri önce ölür. Siz, müstakbel merhumun ya da merhumenin ılık ve kırışık elini ellerinizin arasına alabilir ve yaşamın dışına çıkmasını seyredebilirsiniz. O kısacık ânın yasını işe giderken, bir şakaya gülerken, yemeğinize tuz isterken, güzel bir habere sevinirken tutmaya bir süre devam edebilirsiniz. Eğer yeterince büyümüşseniz kendinize ait bir evin sahibisinizdir; yetişkin insanların büyük kısmı annelerine ve babalarına yakın yeterlerde ikamet ederler. Küçük bir kısmı uzak, daha küçük bir kısmı çok uzak yerlerde yaşamaktadır. Arabadan ya da uçaktan inip doğrudan bir mezarlığa doğru yürüyebilirsiniz. Ölümünü bir telefon konuşması sırasında bir yabancının ağzından öğrenebilir, son yolcukta onu yalnız bırakarak gününüze kaldığınız yerden devam edebilirsiniz. Haftalar içinde kumandanızın ses tuşuna basarak, kanal değiştirerek, yürüyüşe çıkarak, uykunuza dönerek, toplantınıza devam ederek, bir dostunuzla görüşerek, bir ilacı bir bardak suyla içerek ağlamayı erteleyebilir, kesebilirsiniz. Bu tamamen olanları nasıl hatırladığınıza bağlıdır. Derin kesikler zor iyileşir.
Büyük ihtimalle hastanede doğacaksınız. Çünkü yirmi ikinci yüzyıldayız. Anneler doğumda nadiren yaşama gözlerini yumar. Fakat sağ kalsa da odadan ayrılma vaktiniz geldiğinde sizi kundağınızla çöp konteynırına atabilir, soğukta karanlık bir sokakta bırakabilir veya evlatlık verebilirler. Sağ kalır da yetiştirme yurduna düşerseniz hâlâ birilerinin çocuğu olabilirsiniz. Şık giyimli ve şefkatli bir anneye ve çalışkan, ilgili bir babaya sahip olmak için henüz çok da geç değildir. Öksüz ve yetim bir çocuğun başına gelebilecek daha kötü tek şey, bir çift korkunç üvey baba ile annedir. Ve sizler, sevgili bebekler, sizler birtakım şeyleri geç anlayabilirsiniz. Kendinize biraz zaman verin.
Ah, unutmadan. Herhangi bir deformasyonla doğabilirsiniz. Bu da bir kalp cerrahının, nöroloji uzmanının, daha iyi ihtimalle de çocuk doktorunun neşteriyle erken tanışacağınız anlamına gelir. Umalım ki öyle bir durumda birilerinin operasyonu karşılayacak bir banka hesabı olsun. Hangi şartlarda olursa olsun eğer dışarı çıkmayı başarabilirseniz, orada olabildiğince uzun kalmaya çalışın. Yaşamak, dayanmaktır. Parolayı tekrarlayın: İçeriden dışarı, dışarıdan mezara. Doğar doğmaz ağlamayı da unutmayın. Yoksa ilk şaplağınızı yersiniz.
Daima iyi evlere atanmanızı, iyilere rastlamanızı dilerim. Benim vaktim, geldi. Kronometrem çalışmaya hazır. Tam da şimdi. Dışarıda görüşmek ümidiyle.
Sevgilerimle,
Bebekler Birliği Fahri Başkanı
2101. Dönem
Bebek H.
Canan Sancak