Sabah yedi vapurunda uzaklaşıyordum kendimden
Kalkınca gözden perde, denizden sis
Ölü balıkların parlak pulları menevişleniyordu renksiz dünyada
Deniz, içim gibi el üstünde tutarken tüm vedaları
Vapurun düdüğü şiir diyordu
Yanık tütün kokusu boynun kokuyordu
Cebimdeki bakır tabaka utangaç, eski
Sote bir köşede sararken zamanı
Gözlerimde korku, kalbimde inatçı bir sanrı
Vapurun düdüğü şiir diyordu
Cennet bahçelerinin içinden
Gülden tabutlar taşınıyordu
Cehennemin aşk sokağına
Yanık gül kokusuyla mest olurken Tanrı
Vapurun düdüğü şiir diyordu
Kırmızı ruj çalınmış mendiller atılıyordu denize
Deniz ütülenmiş çarşaf gibi kıpırtısız
Güneş utangaç, sessiz
Acemi bulutlardan yağmur düşerken düze
Vapurun düdüğü şiir diyordu
Yazar: Uğur Portakal
Comments